Doğmayın ne olursunuz!

Yayınlama: 25.05.2023
41
A+
A-

(Bu yazıma uzun diyerek sonuna kadar okumayan kişi sayfamda ve sinemde yüktür, lütfen uzaklaşsın!)

28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri için, henüz doğmamış olan masum ve günahsız çocukların anne ve babalarına son defa seslenişimdir!

 

Her zaman mavi değil,

Bu gökyüzü, bu deniz.

Erdoğan’a oy vermekle sizlere;

Acı bir dünya hazırlıyor anneniz.

 

Vatanın 13 Milyon sığınmacıya işgâl ettirildiği böylesi bir dönemde, henüz dünyaya teşrif etmemiş, her şeyden habersiz masum yavrular, sizlere sesleniyorum;

 

Doğmayın!

Doğup görmeyin!

Doğmayın ne olursunuz!

 

ŞAYET DOĞARSANIZ;

Suriyeli, Afganlı ve daha birçok ülkeden gelen kaçkınların, AKP’nin himayelerinde çoğalıp palazlanarak oluşturdukları çetelerin hakimiyet kurdukları mahalle ve sokaklarda yolun kesilerek cebindeki simit paran gasp edilecek. Şayet ‘’O babamın bana verdiği cüzdanındaki son parasıdır, o benim okul harçlığımdır veremem deyip’’ direnirsen, daha dün Kocaeli- Darıca’da  bıçaklanan üç çocuğumuz gibi feci şekilde bıçaklanacaksın.

 

ŞAYET DOĞARSANIZ;

Gittiğin mahalle manavında eğilip sebze seçerken, gelip arkandan gizlice mahrem yerlerinin resmini çekip, sonrada gidip Boğazın en güzel yerinde verdikleri nargile partilerinde, sen manavda sebze seçerken arkandan çektikleri mahrem yerlerinin resmine bakıp şerefsizce kahkaha atacaklardır.

 

ŞAYET DOĞARSANIZ;

Bilerek ve kasten ‘’göçmenistana’’ çevrilen kendi öz vatanında ikinci- üçüncü sınıf insan muamelesi görerek her gün kahranıp aşağılanacak, ırzına, namusuna el uzatılarak canından bezdirileceksin.

 

ŞAYET DOĞARSANIZ;

Azınlıkta bırakılan Türk’ün tüm varlıklarının, en verimli arâzilerinin, müstesna semtlerinin Afganlının, Suriyeli ve dahası ne oldukları belli olmayan yabancı kaçkınların ellerinde olduklarını görüp kahrolacaksın.

 

ŞAYET DOĞARSANIZ;

İşvereninin,

Âile Hekiminin,

Okulda Öğretmeninin,

Şehrinde Belediye Başkanının,

Mahallende Mahalle Bekçisinin,

Parlamentonda onlarca Milletvekilinin,

Afganlı, Suriyeli çeteler tarafından dövülüp gasp edildiğinde ise, seni savunması için gittiğin Avukatın, mahkeme salonundaki Hakimin ve Savcının Afganlı- Suriyeli olduğunu gördüğünde ‘’lânet olsun’’ diyerek gözyaşlarına boğulup, Adliyenin merdivenlerinden  hıçkırıklarla ineceksin.

 

Bütün bu işgâl, saldırı ve aşağılanmalardan sonra dönüp suçlu aradığında ise, suçlu olarak karşında BAŞKANLIK SİSTEMİNE- ERDOĞAN’A oylarıyla destek olan ANNEN ve BABANI göreceksin.

 

Bu yazıyı yazdım diye şimdi bana birileri ”Sen ülkücü duayenimizdin, Kılıçdaroğlu’na mı oy vereceksin?” gibisinden kinayeli sorular soracaklardır.

 

Bu gibilere tek cevabım;

28 Mayıs’ta TEK ADAMLIK kalksın, keyfiyet bitsin, Parlamenter Sisteme dönülsün diye oy vereceğim.

 

Yine de ukalalığa devam ederlerse;

Sen Nehri Köprüsü altında donmuş cesedi bulanan ve cebinden sadece yazdığı ”Paris Akşamları Şiiri” çıkan Alp Giray’ın şiirinde geçen aşağıdaki şu cümleleri mırıldanarak okusunlar ve namus endişesiyle gelecekteki torunlarının akıbetlerini düşünsünler!

 

Evet yurdum uzak burdan çok uzak,

Bir ferahlık yahut bir şey umarak,

Düşerim yollara akşam üstleri,

Hep böyle çaresiz yıllardan beri,

Her zamanki gibi yorgun ve bitkin,

Artırıp yükünü hasta kalbimin,

 

Her an heyecanlı, gözlerimde yaş;

Görmek isteğiyle bir Türk, bir dildaş,

Dolaşırım Paris caddelerini,

Yorgun akan Sen’i, köpüklerini,

Bir karakış vakti sen kıyısında,

Kafamın içinde Türklük ülküsü,

Ruhumu kavuran öz yurt hasreti,

Böyle göçeceğim ebediyete,

Donmuş cesedimi bulup çöpçüler,

Kimim ben ve neyim, ne bilecekler…

REKLAM ALANI