Dolar 18,8865
Euro 19,9150
Altın 1.100,42
BİST 5.058,75
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Çok Bulutlu
İstanbul
20°C
Çok Bulutlu
Pts 16°C
Sal 11°C
Çar 10°C
Per 10°C

Mehmet Âkif Arnavut değil, öz be öz Türk’tür.

Aralık 29, 2022 7:20 am
141
  1. Akif’in vefatının 74. Yılı münasebetiyle AKP Gençlik Kollarının düzenlediği Anma Programında konuşan zamanın Başbakanı Sn. Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy’un Türk değil “ARNAVUT ASILLI” olduğunu söylemişti…

 

Sn. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturduğu Türk milletinin İstiklâl Marşını yazarı olan M. Akif’in;

Kültürüyle,

Ahlâkıyla,

Yaşantısıyla,

Terbiyesiyle,

Genlerinde taşıdıklarıyla,

Aşkı ve hüznüyle,

Şevki ve heyecanıyla,

Tasası ve sevinciyle

Ve dahası damarlarında dolaşan asil kanıyla Türk olduğundan haberi dâhi yok!

 

Bu acı ve hüzün verici vahametin yorumunu siz değerli dostlarımın takdirlerine bırakıyorum.

 

  1. ÂKİF’İN SOYU VE KİMLİĞİ

Baba tarafı;

Mehmet Âkif’in baba tarafı Yozgat’tan İstanbul’a, oradan da Kosava’nın İpek Sancağına yerleşmiş olan Mehmet Tahir Efendi’ye,

 

Anası tarafı ise;

Buhara’dan gelerek Tokat’a yerleşen Tâcir Mehmet Efendi’ye dayanmaktadır.

Âkif, hem baba ve hem de anası tarafından özbe öz türk’tür

(( Hasan Basri Çantay. Akifname. Shf. 13-14 ))

 

Hakkın Sesleri kitâbında 6 Mart 1913 tarihinde yazdığı 3. Şiirinde Âkif’in, “BUNU BENDEN DUYUNUZ, BEN Kİ EVET ARNAVUT’UM / BAŞKA BİR ŞEY DİYEMEM / İŞTE PERİŞAN YURDUM” diye ortaya koyduğu ifadesinden dolayı birçokları, “Türk düşmanı soysuz kimselerin” propagandalarının etkisinde kalarak, Onun Arnavut olduğunu iddia etmektedirler.

 

Hâlbuki bu beyitteki ifadesi;

1910’larda Balkanlardaki etnik unsurlara bağlı ayaklanmalara karşı Osmanlının gerileyişini durdurmak maksadıyla son olarak Arnavutların Osmanlı ile birlikte olmalarını sağlayabilir ümidiyle söylemiş olduğu bir sözüdür.

 

Bu dönemde, O’ her türlü etnik unsuru öne çıkarmanın devleti küçülteceğini, memleketi ve orduyu tarumar edeceğini, düşmanın, milleti ülkeden kovmasına neden olacağını anlatmaya çalışır. İşte, bu sözü bu şartlar altında söylemiştir, gerçekten Arnavut olduğu için değil…

 

Bu şiir 1905’ten itibaren Balkanlardaki Bulgar Yunan Makedon Boşnak Arnavut gibi etnik unsurların Osmanlı’ya karşı ayaklanarak teker teker bağımsızlık kazandığı, Osmanlıyı sendelettiği bir zamanda yazılmıştır. Beyitteki bu ifadesi Osmanlının gerileyişini bir nebze de olsa durdurmak maksadıyla, son olarak da Arnavutların Osmanlı ile birlikte olmalarını sağlayabilir ümidiyle sarf ettiği bir sözdür. Zira bu şiirin yazıldığı tarih olan 6 Mart 1913 tarihi Balkanlar için çok önemli bir dönüm noktasıdır. Şairimiz bu şiiri yazdığı tarihte I. Balkan Savaşının son aşamasına gelinmiş ve 8 Ekim 1912’de başlayan savaş sekiz ay sonra felâketle bitmişti…

 

  1. Akif, Kosova bölgesi halkının hatta topraklarının birlik çağrılarına kulak asmadığını, devlete ve İslam’a ihanet ettiğini üzüntüyle haykırmaktadır.

 

Bu dönemde O her türlü etnik unsuru öne çıkarmanın devleti küçülteceğini memleketi ve orduyu tarumar edeceğini düşmanın milleti ülkeden kovmasına neden olacağını anlatmaya çalışır. İşte, BEN DE ARNAVUD’UM sözünü bu şartlar altında söylemiştir, ırk olarak gerçekten Arnavut olduğu için değil…

 

Mehmet Akif Ersoy’un hem öğrencisi hem de arkadaşı olan Hasan Basri Çantay Onun Türklüğü hakkında şöyle yazmıştır; “AKİF TÜRK OLARAK YAZDI, TÜRK OLARAK DÜŞÜNDÜ, TÜRK OLARAK YAŞADI VE NİHAYET TÜRK OLARAK ÖLDÜ.” (S.225)

 

Kaldı ki Mehmet Akif Ersoy’un birçok şiirinde örneğin henüz 26 Haziran 1913 tarihinde yazdığı hatıralar bölümünün 4. şiirinde (s.286-87) devletin düşmanlardan kurtarılması yolunda Müslümanların birliğinden ümidini kesince çareyi atalarının kanında aramıştır:

 

“İstemem dursun o payansız mefahir bir yana…

Gösterin ecdada az çok benzeyen bir kan bana!

İsterim sizlerde görmek ırkınızdan yadigâr

Çok değil ancak necip evlada layık tek şiar.

Varsa şayed söyleyin bir parçacık insafınız:

Böyle kansız mıydı –haşa- kahraman eslafınız?

Kahraman ecdadınızdan sizde bir kan yok mudur?

Yoksa İstikbalinizden korkulur pek korkulur!”

 

Yine ırk vurgusunu İstiklal Marşı’nda çok açık seçik bir biçimde ortaya koymaktadır:

“Kahraman ırkıma bir gül… Ne bu şiddet bu celal?

“Ebediyen sana yok ırkıma yok izmihlal”

 

Nevruz’a (1932) adlı şiirinde yine ırk vurgusunu çok güzel ortaya koymaktadır:

“İhtiyar amcanı dinler misin oğlum Nevruz?

Ne büyük söyle ne çok söyle; yiğit işde gerek.

Lafı bol karnı geniş soyları taklid etme;

Sözü sağlam özü sağlam adam ol ırkına çek.” (s. 496)

 

Ordunun Duası (1921) adlı şiirinde de Türk vurgusu ile kendisinin başka biri olmadığını açık seçik anlatmaktadır:

 

“Türk eriyiz silsilemiz kahraman / Müslüman’ız Hakka tapan Müslüman.”

Evet Mehmet Akif Ersoy, hem bilinçli bir Türk idi hem de dünya görüşü olarak bugüne kadar bilinenin tam tersine Türkçü bir şair idi.

 

MEHMET ÂKİF, BU FİKRİ DOĞRULTUSUNDA SADECE VE SADECE ÜÇ ŞEYİN GERÇEKLEŞMESİNİ KENDİSİNE GAYE EDİNMİŞTİR;

Vatanın düşman işgalinden kurtulması,

Devletin Bağımsızlığı ve güçlü bir devlet yaratmak,

Ve bu devleti, ahlaklı çalışkan üretken insancıl, müreffeh ve imanlı bir Müslüman halk ile birlikte Cihana hakim kılmak. Safahat’ın yüzde doksanı bu konuları işlemektedir.

 

HASAN BASRİ ÇANTAY DA, MEHMET ÂKİF ERSOY’UN DÜNYA GÖRÜŞÜ VE FİKRİ YAPISIYLA ALÂKALI OLARAK AŞAĞIDA Kİ OLAYI ANLATIR:

Mehmet Akif Ersoy’un kurtuluş savaşını teşkilatlandırma çalışması için ortaya koyduğu gayretlerinden dolayı tanıdık birisi Ona; “ÜSTAD SİZİ TÜRKÇÜ GÖRÜYORUM” deyince Akif’in ağzından alev gibi şu kelimeler çıktı:

– Ya ne zannediyorsun?

– Türk’e hiçbir kavmin horoz olmasına tahammül edemem! (Çantay s.225).

 

ANASI BELLİ, BABASI BELLİ İKEN BİRİLERİNİN KALKIP ÂKİF’E AR NAVUT DEMESİ CAHİLLİK DEĞİLSE HAİNLİK OLSA GEREK.

 

O’NUN “BEN Kİ EVET ARNAVUDUM” SÖZÜ;

Merhum Alparslan Türkeş’in Kürtlerle ilgili olarak sık sık söylediği; “Kürtler ne kadar Kürt ise ben de o kadar Kürdüm / Ben ne kadar Türk isem Kürtler de o kadar Türk’tür / Biz et ile tırnak gibiyiz.” sözünün altında bulunan “birleştiricilik” anlamı ile sarf edilmiş bir sözdür.

 

MEHMET AKİF ERSOY’UN ŞİİRLERİNDE BAHSETTİĞİ ECDAD, DAİMA VE HEP TÜRK’TÜR.

 

ÂKİF’E GÖRE VATAN;

Türk’ün baş olduğu her yerdir.

 

ÂKİF’E GÖRE MEDENİYET;

Türk’ün başını dik tutacağı kadar gelişmiş olmasıdır.

 

AKİF’İN ŞİDDETLE REDDETTİĞİ KAVMİYETÇİLİK;

Osmanlı Türkü’nün yönettiği bölgeleri bölmeye kasteden Müslim olsun, gayr-i Müslim olsun bütün yıkıcı ve bölücü unsurların ırkçı gayretkeşliği ve bunlara destek olanların hainliğidir…

 

SON OLARAK;

Sıkıştıklarında şiirlerinden yarım yamalak mısralar okuyarak Akif’e sığındıkları halde, fırsatını bulduklarında ise, O’nun yazmış olduğu İstiklâl Marşımızın okullarda okutulmasını kaldırmaya çalışanlara soruyorum;

Âkif Arnavut ise, sizler ne siniz?

Çıkın ortaya erkekçe açıklayın…

 

Sizler kim olduklarınızı açıklamaktan kaçınsanız da, yaptıklarınız ve söylemiş olduklarınız kimliklerinizi fazlasıyla açıklıyor!

 

  1. Akif, yazmış olduğu İstiklâl Marşımızı için ‘’TÜRK ORDUSU VE TÜRK MİLLETİNE AİTTİR” der.

 

GEL GÖR Kİ BUGÜN;

İstiklâl Marşının sahibi olan ordunun kahraman mensupları Ergenekon- Balyoz- Ay ışığı- Sarı Kız- Casusluk Davası gibi çeşitli kumpaslarla kafeslere tıkılmış, 15 Temmuz da ise günahsız Türk Askerleri palaskalarla dövülüp, daha da beteri kafaları kesilerek okyanus ötelerine ve içimizdeki soysuz köpeklere bayram yaptırtılmıştır…

 

MEHMET ÂKİF KİMDİR DİYE SORULDUĞUNDA;

O’ karşımıza çok yönlü mükemmel bir ulu zat olarak çıkar…

 

O’ bazen karşımıza, Osmanlı Türk İmparatorluğunun parçalanmasına karşı koyabilmek azmiyle Arap çöllerinde bir gönüllü nefer…

 

Bazen, Türk Milletini, İstiklâl savaşına ruhen hazırlamak için kürsü kürsü dolaşıp hançeresini yırtarcasına haykıran bir vaiz…

 

Bazen, Türk ve İslâm âleminin fikri, ruhi ve dünyevi problemlerini çözerek geleceğini aydınlatmaya çalışan bir emsalsiz düşünür…

 

Bazen de karşımıza;

Yaşadığı tecrübeleri,

Hayatın cilvelerini,

Keder ve elemleri,

Hüznü ve sevinçleri

Ve dahası tüm yaşanılanları ve de yaşanılması mukadder olan olayları Allah’ın emirleri ve O’nun sevgili Resulünün sünnetleri rehberliğinde kitaplaştıran ve asla ‘’ HİÇBİR MİLLETİN TÜRK’E HOROZLANMASINA TAHAMMÜL GÖSTEREMEYEN’’ istiklâl şairi olarak çıkar…

 

Türk milletinin İstiklâl savaşını kazanan o eşsiz kahramanlık ve bağımsızlık ruhunu ancak ve ancak İstiklâl arşımızın kelime ve mısralarında yakalayabiliriz…

 

Ne kadar korkunç ve tiksinti verici bir durumdur ki bugün gelmiş olduğumuz acı ve ürküntü verici noktada, birileri kalkmış zerre kadar sıkılmadan M. Akif’in ‘’TÜRK DEĞİL ARNAVUT OLDUĞUNU SÖYLEYEBİLİYOR’’

 

ÂKİF SIKÇA;

”Yalancıların dininden ve insanlığından şüphe ettiğini’’ söyler…

 

Bu yalancıların kimler olduğunu anlayabilmek için meydan ve kürsülerde çok konuşanlara bakmamız kâfidir sanırım!

Atalarımız,’’Çok mal haramsız, çok lâf yalansız olmaz’’ demişler…

 

Geniş tarım arâzilerinden dev ekonomik tesislerine, bankalarından akarsularına varıncaya dek ecnebilere satılmış olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin federe sisteme geçilerek parçalanmak, Türk isminin Anayasamızdan çıkartılıp bir alt kimlik durumuna getirilmek istendiği ve hatta Maarif Şûrasında, Andımız ve İstiklâl Marşımızın okullarımızda okunmasının kaldırılması için AKP li üyeler tarafından çaba sarf edildiği, kahramanlarımızın ise Silivri ve Hasdal Ceza Evlerine tıkılarak susturulmak istendiği, 15 Temmuz gecesi masum günahsız askerlerimizin başlarının kesilip, palaskalarla dövülerek yerlerde çiğnendiği günümüz Türkiye’sinde, içim buruk, gönlüm kırık olarak ölümünün 86. yılı dolaysıyla İstiklâl Marşı Şairimiz M. ÂKİF ERSOY hakkında bir şeyler yazarak sizlerle paylaşmayı arzuladım.

 

Ölümünün 86 yıl dönümü münasebetiyle cennet mekân Mehmet Akif Ersoy’u rahmetle ve şükranla anıyor, aziz ruhuna Fatiha’lar gönderiyorum…

 

İçeriden ve dışarıdan büyük bir kuşatma altına alınıp acımasız saldırılara maruz kalan Türk milletinin, ihanet zincirlerini kırarak geleceğini yeniden inşa edebilmesi ancak ve ancak; bağrından çıkardığı Gâzi Atatürk, Ziya Gökalp, Nihal Atsız, Alparslan Türkeş gibi değerli fikir ve düşünce adamlarının, M. Akif gibi iman âbidesi, Türklük hadimi büyük şahsiyetlerin söylediklerini harfiyen hayatımıza tatbik edip ve mücadelemizde kendilerini rehber edinmemizle ancak mümkündür…

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.