Otlukbeli Savaşı Kutlamaları ve Çepniler
Bu Pazar sabahı sosyal medyada bir şenlik duyurusu beni oldukça şaşırttı.
Erzincan, Otlukbeli ilçesi belediyesi, düzenlemiş olduğu “Otlukbeli Savaşını Anma Günü” etkinliğinin duyurusunu yapmış.
Etkinlik afişine bakıyoruz; ses ve saz sanatçıları bir bayram kutlaması şeklinde sahnede yerlerini alacaklar.
“Anma” derken, acaba Otlukbeli Savaşında şehit olanlar mı anılacak diye düşünsek, savaşın her iki cephesinde yer alanlar, yani ölenlerin hepsi Türk ve Müslüman.
Bir düşman ordusuyla savaşırsın, mağlup olursun, şehit olan soydaşlarımızı anarsın, bunu anlarım..
Ya da düşman ordusunu yenersin bu savaşın kutlama etkinliğini yaparsın gene anlarım..
Bu savaşta düşman tabiri kullanacağımız bir ordu yok!
Bir tarafta Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet, karşısında Türkmen Akkoyunlu devleti lideri Uzun Hasan..
Biri “biz Roma İmparatorluğunun devamıyız” diyen ataları Türkmen olan bir Padişah, diğeri, “biz Türk- İslam sentezi Aleviyiz” diyen bir Türk lider..
O zaman bu “Anma Programı” neyi anıyor veya kutluyor?
Bu kutlama ilk bakışta masum bir anma programı gibi görünse de, vatanına milletine duyarlı araştıran, sorgulayan bir kişi sinsice hazırlanmış bir tuzağı hemen fark edebilir.
Belli ki bu tuzağın farkında olmayan belediye yetkilileri, bilmeden hain güçlerin ekmeklerine yağ sürmektedirler.
10-15 yıldır yazıyorum ve yazdığım bu konuya da çok önem veriyorum.
Türkiye’yi bölmek isteyen hain güçler, Kürt-Türk kavgası çıkartmayı başaramayınca, bu sefer, Türkleri bölmek için etnik kimlik ayrımcılığı yapmaya, mezhep kavgaları çıkartıp Türkleri cepheleştirip karşı karşıya getirme senaryolarını uygulamaya başladılar. (BOP Projesi)
Hain güçlerin ilk çatışma konuları Alevi-Sünni ve Laz-Çepni kavgaları çıkartmaktır. Burada kaşıdıkları ve gündeme getirdikleri, parlattıkları, gaz verdikleri ilk etnik gurup Alevi kökenli Çepnilerdir.
Çepniler tarih boyunca Türkmen kimliği altında her daim savaş, isyan halinde olmuşlar, bu nedenle konar-göçer yaşantı biçiminden toplu yaşantı biçimine geçmekte çok zorlanmışlardır.
Kendilerini kontrol altında tutmak isteyen Osmanlı İmparatorluğuna her daim isyan etmiş ve karşı cephelerde yer almışlardır.
Çepnilerin bu tutumu, kendilerinin Türk-İslam sentezi Aleviliği ön planda tutması, Osmanlının da bu tezi kabullenmemesinden kaynaklanmaktadır.
(Elin gavuru Rönesans devrimi yapıp, sanayide, ekonomide, eğitimde, ticarette, bilim ve teknolojide, dinde dev atılımlar yapıp zenginleşip, çağdaş medeniyetler seviyesine hızla yol alırken, bizler de sen Alevisin, sen Sünni’sin diye yüzbinlerce kardeş kanı akıtmışız)
Dönelim günümüze..
Alman Vakıfları başta olmak üzere, Türkiye’nin bölünmesini isteyen bazı hain güçler, öncelikle Doğu Karadeniz’de Pontusculuk fikrini gündeme getirmek için Lazları örgütlemeye ve Lazların Türk olmadığı iddiası ile bazı derneklere maddi destek vermeye başlamışlardır.
Aynı hain güçler bu sefer Giresun bölgesinde, Çepnicilik olgusunu gündeme getirerek, “Rize dolaylarında Lazlar, Pontus devleti kurmak için örgütleniyorlar. Bu hain sütü bozukları ancak sizin gibi Topal Osman torunları yok edebilir” iddiasıyla Çepnileri örgütlemeye başlamışlardır.
Amaç aynıdır.
Karadeniz’i etnik kökenli cephelere ayırarak, Laz ve Çepniler arasında kavga çıkartıp, kardeşkanı döktürüp, ülkemizin bölünmesini sağlamaktır.
Son zamanlarda Topal Osman’ı gündeme almak, bu konuda örgütlenen Lazlara mesaj gönderme amaçlı olsa da, bu gibi mesajlar cepheleşme olaylarına hız verdiği için iyi niyetliler bilmeden hainlerin tuzağına düşmektedirler.
Dikkat ediniz: Son yıllarda Çepni derneklerin sayısı hızla artmaktadır.
Tayyip Erdoğan’ın “Milliyetçiliği ayaklar altına aldık” demesinden sonra Giresun doğumlu bir kısım milliyetçiler, “biz Milliyetçiyiz” demeyi bırakmışlar, “biz Çepni’yiz, asarız, keseriz” demeye başlamışlardır..
Hain ikinci bir kolda; Alevi kökenli Çepnileri Sünni toplum karşısında parlatıp, öne çıkartma gayretleri ve bu duruma Sünni taraftan tepki verdirerek gene mezhep kavgaları çıkartarak ülkeyi bölme gayretlerine hız vermektir.
İşte burada tekrar “Otlukbeli Belediyesinin Anma Programına” dönelim!
Mağlup Türkmen Alevilerini mi anacaksın( çoğunluğu Çepni boyundan), yoksa galip Osmanlıyı kutlayıp şenlik mi düzenliyorsun?
İşte tuzak: Alevi-Sünni cepheleşme gayretleri…
Oyuna gelmeyin arkadaşlar.
Turgut Özal PKK lılar için bir zamanlar ne demişti:
“PKK’yı o kadarda büyütmeyin. Üç beş çapulcunun kurduğu örgüt”
Sonrasını anlatmaya gerek yok! Hepiniz biliyorsunuz.
Lütfen bu yazımı ciddiye alın duyarlı olun hain güçlerin tuzağına düşmeyin.
Ulu önderim Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi:
“Türkiye sınırları içerisinde yaşayan her birey TÜRKTÜR”
“Ne mutlu Türküm diyene”