Altta ceset, üstte iğrenç siyaset!

Enkaz altında kurtarılmayı bekleyen ve son nefesini vermek üzere olan çaresiz insanlar, üstte ise bu felâketi siyâsi ranta çevirebilme telâşında olan sorumsuz siyâsiler!

Bu memlekette asıl deprem, yıllar içinde artarak devam eden gönüllerde ve beyinlerdeki AHLÂKİ ve İNSÂNİ depremdir!

Asıl tehlikeli olanı ve yaralarının sarılmasının imkânsız olduğu deprem, sorumsuz siyâsilerinin ölçüsüzce kullandıkları kin ve nefret yüklü dilleri yüzündendir.

Asıl deprem, fay hatlarının tetiklediği değil, kin ve öfkenin tetiklediği dillerdedir.

Bu depremi hep göz ardı ettik!

Bu ahlâki depremin sonunda bizi nerelere taşıyacağını ve ne gibi çürümeler yaşayacağımızı hesap edemedik!

Deprem, zelzele gibi tabii âfetlerde acılar yüreklere gömülür, yaralar zaman içinde sarılır lâkin ahlâki depremlerin etkileri kalıcıdır ve sonu yok oluştur.

Ahlâki depremin şiddetini ölçecek olan yegâne âlet;

Böylesi acı günlerde rant devşirme peşinde olan siyâsilerin ciddiyetsizlikleri ve komşusunun ölümüne aldırış etmeden, ‘’Bir şeye ihtiyacınız var mı?’’ sorusunu soran FOX TV muhabirinin mikrofonuna ‘’YEDİ DEPREM DE OLSA OYUM AKP’YE’’ diyebilecek kadar siyâsi taassupla vicdanı kurumuşların aramızda bulunuyor olmalarıdır.

O’ kişiye ‘’YEDİ DEPREM DE OLSA OYUM AKP’YE’’ dedirten şey nedir?

O’ kişiye bunu dedirten tek şey, yıllardan beri O’ birilerinin kulanmış olduğu, insanları ayrıştırıp aralarına derin hendekler kazan nefret dilinin gönüllere pompaladığı kin, nefret ve husumet duygularıdır.

Bu ne kin?

Bu ne siyâsi ihtiras?

Bu ne korkunç çürümüşlük?

Bu ne biçip husumet ve çekememezlik böyle?

Adamların derdi, enkazlar altında kurtarılmayı bekleyen çaresiz insanlar, geceyi buz gibi soğukta geçiren, bir dilim ekmeğe, bir tas sıcak çorbaya muhtaç zavallılar, donmak üzere olan bebekler değil. Adamların derdi, sadece ve sadece oy kaybetme endişesidir!

İŞTE SİZE ACI BİR ÖRNEK;

AKP eski Milletvekili N. R, deprem bölgesinde incelemelerde bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun üzerine yürüyerek Ekrem İmamoğlu’na “Ne geziyorsun Türkiye’yi, sen İstanbul’una bak. Şov yapıyorsun. İngiliz uşağı defol.” Demesi, ahlâki depremin meydana getirdiği toplumsal çürümenin vardığı en son nokta olsa gerek!

Sahipsiz kalan çocuklar kaçırılmakta.

Deprem bölgesine üşüşen yağmacılar, ticârethaneleri ve göçük evleri yağmalamakta.

SPK, borsayı kapatmadığı için büyük yatırımcılar küçük yatırımcıların paralarını gasp etmekte ki gasp edilen paralar, deprem bölgesinde ölen ve can derdine düşen çaresiz insanların borsadaki paralarıdır.

Ankara Gar ve diğer patlamalarda ne demişlerdi?

Demişlerdi ki ‘’şu an anketlerde yükselişteyiz’’

Yine demişlerdi ki ‘’Birkaç patlamayla oylarımız yükselişe geçecektir’’

Bu şu demek oluyor;

Anket şirketlerine siparişler çoktan verilmiştir.

Depremzedelerin acı çığlıklarının, ihtiyaçlarının, hangi noktada olduklarının duyurulması için hayâti öneme sahip sosyal medyanın yavaşlatılmasının izahı; âcizliklerinin duyulmasından korkup paniklemeleri olsa gerek.

Allah, bu ahlâki depremlerin devamından ve buna sebep olanlardan toplumuzu en kısa zamanda kurtarsın inşallah.